25 Mart, 2017

Tan Kızıllığı | Önsöz | 1

Friedrich Nietzsche | 1844 - 1900
Bu kitapta bir "yeraltı insanını" iş başında bulacaksınız, sondaj yapan, kazan, gömen birisini. Havasızlık ve karanlığın yaratacağı uzun süreli her sıkıntıya pek fazla aldırış etmeden, onun ne kadar yavaş, dikkatli ve ödün vermez bir inatçılıkla ilerlediğini göreceksiniz, elbette eğer böyle bir derinlik çalışmasını görebilecek gözleriniz varsa; bu belirsiz işinde bile onun mutlu olduğunu söyleyebilirsiniz. Kendisine bir inanç yol gösteriyor, bir teselli onu avutuyor gibi gözükmüyor mu? Belki de kendi uzun karanlığını istiyor, kendi anlaşılmazlığını, gizliliğini, gizemliliğini, çünkü o ne elde edeceğini biliyor: kendi sabahını, kendi kurtuluşunu, kendi tan kızıllığını?... Hiç kuşku yok, geri dönecektir: ona aşağıda ne işi olduğunu sormayın, bu sözde Trophonios* ve yeraltı insanı, yeniden "insan olunca", size kendisi anlatacaktır. İnsan onun gibi uzun süre köstebek olarak yaşayıp, yalnız kalınca, susma yetisini tümüyle kaybeder. ─ ─ [s.9]

Friedrich Nietzsche | Tan Kızıllığı | Çeviri: Özden Saatçi | Say Yayınları | 287 s.

____________________
*Trophonios: Kehanet merkezi çok değerli olan, Boiotialı bir kâhin tanrı. Yunan gezgin ve coğrafyacı Pausanias, Trophonios’un kehanet merkezini görmüştür ve onun kendisine başvuranları yeraltına bizzat götürüp doğrudan açıklamalarda bulunuşunu anlatmaktadır. [Tan Kızıllığı’nın İngilizce çevirisinden dipnot. Daybreak: Thoughts on the Prejudices of Morality, Ed.: Maudemarie Clark ve Brian Leiter, çev.: R. J. Hollingdale, Cambridge Universty Press, 2001 (R. J. Hollingdale n.)]

0 yorum: